Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi tarafından düzenlenen Siyer Dersleri’nin 13’ncüsü gerçekleştirildi. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Öztürk’ün verdiği derste “Habeşistan’da İslam” konusu işlendi.
Büyükşehir Belediyesi Sanat Galerisi Çok Amaçlı Salonu’nda gerçekleştirilen derste; Prof. Dr. Levent Öztürk, “Bir tohum çöle serpilince oradan bir rahmet ağacı bitiyor. Kıraç arazilere serpilen tohumlardan da Malatya’nın çok güzel, güzide Alimleri yetişti. Hz. Peygamber’in çölde verdiği mücadelesiyle bizlere aktardığı bir süreci sizlerle paylaşmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
İlk Hicretle Habeşistan’da İslamiyet’in öğrenilmesi süreci başlamıştır
Hiçbir Peygamberin kendi toplumunda sürekli olarak hayatını sürdürmediğine işaret eden Prof. Öztürk, “Hicret bir vakıa ve hepimizin hayatında maddi ve manevi birçok hicret hadisesi yaşandığını da gözlemliyor, biliyor, tecrübe ediyoruz” dedi.
İslamiyet’in yayıldığı Mekke’de o dönem yürürlükte olan “Eman” kültürüne değinen Prof. Öztürk, sunumunda şunları kaydetti:
“Tebliğle birlikte Müslüman olanlar, emanlarını kaybedince bilindiği gibi sıkıntılar yaşadılar. Hatta Peygamber Efendimiz de Amcası Ebu Talibin vefatının ardından himayesiz kalmış ve Taif’e gitmek durumunda kalmıştı. Orada da kalabileceği bir ortam olmayınca tekrar Mekke’ye dönmüş ve sırayla 3 kişiden himaye talep etmişti. Bunlardan ikisi kabul etmemiş ancak üçüncü kişinin eman vermesiyle Mekke’ye girebilmişti. Bir kimsenin, nüfuz ve güç sahibi kabile liderlerinin korumasından çıkmaları hayatlarını güçleştiriyordu. Müslüman kimseleri, müşrik olan kabile liderleri himayeden çıkarıyordu. Bunun için en pratik çözüm olarak eman almadan gidebilecekleri bir yer bulmalarıydı. Böylece Peygamberimizin izin vermesiyle ilk Hicret gündeme gelmişti. Yaptıkları planlama sonucu Haram aylarda ve gemilerin geliş tarihlerinde yola çıktılar. Yani bir maceracı atılım söz konusu değildi. Böylece Habeşistan’a ilk grup gitmişti. Habeş Kralının kendilerini hoş karşılamış olması; akabinde Mekkeli müşriklerin göndermiş olduğu ve Müslümanların iadesini isteyen heyeti önemsememesi; Habeşistan’da İslamiyet’in öğrenilmesi, algılanması sürecinin başlangıcıdır.
Mekke’deki Eman Haklarını kaybetmeleri sonucu Habeşistan’a giden Müslümanlar, ticari münasebetleri çerçevesinde bildikleri, tanıdıkları bir bölgeye pratik bir şekilde intikal etmiş oldular. Böylece, diğer muhacirlerin yani Mekke’de yaşama haklarını kaybeden kişilerin oraya gidip gidemeyeceklerinin öncüsü oldular. İlk muhacir grubun güzel karşılanmış olması şüphesiz ardından Cafer b. Ebu Talib’le birlikte 70 kişilik bir grubun daha gidişini kolaylaştırmıştı. Genel olarak 120 civarında bir Habeş Muhacirini listelemek mümkün görünüyor. Daha sonra Habeşistan Yönetimi de bir heyet göndererek İslamiyet’i doğduğu Mekke’de kaynağından araştırmıştır.”
Prof. Öztürk, seminer programının sonunda dinleyici sorularını da cevaplandırdı.