Turgut Özal Tıp Merkezi Nefroloji Ana Bilim Dalından Prof. Dr. İdris Şahin, “İnsanların kullandığı gereksiz ağrı kesiciler böbreği bozmaktadır. Onun için gereksiz ağrı kesici kullanmamalarını, bir takım bağımlılık yapıcı maddeler, bir takım kimyasal maddelerden uzak durmalılarını ve haftada 3- 4 gün 30 veya 40 dakika düzenli egzersiz yapmalarını öneririz.” dedi.
Prof. Dr. İdris Şahin böbreğin birçok görevinin olduğunu açıklayarak vücutta oluşan atık maddelerin, ilaçların ve kimyasal maddelerin atılımının yanında vücudun su dengesini, asit-baz, elektrolit (sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, klor gibi elementlerin) dengesini sağladığını dolayısı ile vücudun iç dengesini koruduğunu bunların yanında bazı hormonların yapımı ve yıkımını yaptığını az da olsa kan şekerinin düzenlenmesinde görevleri olduğunu belirtti.
Böbreği en çok şeker hastalığının bozduğuna değinen Prof. Dr. Şahin, “Şeker hastalığı günümüzde böbreği bozan en büyük hastalıktır. Bunu bir veriyle açıklamak gerekirse, 2015 yılında Türk Nefroloji Derneğinin kayıtlarında yeni başlayan diyaliz gerektiren böbrek hastalığının %40’ının şeker hastalığından kaynaklandığı saptanmıştır. Dolayısıyla böbreği en çok bozan hastalık şeker hastalığıdır. İkinci sırada tansiyon gelmektedir. Onun dışında bir takım ırsi hastalıklar, idrar yolu tıkanmaları, böbrek taşları ve böbreğin kistik hastalıklarıdır.” ifadelerini kullandı.
Böbrek hastalığında belirtilerinin neler olduğunu söyleyen Şahin, “Böbrek hastalığı genellikle böbreklerin %70 ya da 80’i bozulmadan çok belirti vermiyor. Bazen çok su içme, çok idrara çıkma, ellerde, ayaklarda ve yüzde şişme, çok susama hissi, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, bulantı ve kusma olabilmektedir. Bu belirtiler başka bazı hastalıklar nedeniyle de kaynaklanabilmektedir. Bunun yanında özellikle üçüncü, dördüncü ve beşinci evreye dediğimiz döneme gelene kadar hastada hiçbir belirtide olmayabilir.” dedi
Böbrek hastalığının kaç evreden oluştuğunu ve hangi durumlarda nakil yapılması gerektiğini aktaran Şahin, “Hasta böbrek hastalığında beşinci evre hariç konservatif dediğimizi koruyucu ve destek tedavileri ve ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Beşinci evrede ise artık ilaç tedavisi çözüm olamayacağı için nakil yapılması ya da diyaliz gerekmektedir.”ifadelerini kullandı.
Organ naklinin önemine, ülkemizde canlıdan ve kadavradan alınan nakillere ve organ bağışının artırılmasının gerektiğini vurgulayan Şahin, Dünyada kadavradan %80 canlıdan ise %20 böbrek nakli yapılmaktadır. Bizde ise tam tersi kadavradan %20-30 canlıdan %70-80 oranında nakil yapılmaktadır. Bizimülke olarak kadavradan alınan nakil sayısını artırmamız gerekmektedir.Bu konuda televizyon programlarına ve medya kuruluşlarıgörev düşmektedir. Organ naklinin önemiyle ilgili programlar yapmalıdır. Bunun yanından Kamu spotu çekilebilir. İnsanların dini nedenlerden dolayı organ bağışından çekinebildiğini görüyoruz. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığının uygun görüşü olmasına rağmen insanlarımız çekingen davranıyorlar. Bunun içinde Diyanet İşleri ve müftülüklerin bu konuda çalışması gerekmektedir.
Böbrek nakli olan kişilerin ilk aylarda almış olduğu tedaviler nedeni ile gerektiğinde maske takması; ilaçlarını düzenli kullanmaları, özellikle yediklerine ve içtiklerine dikkat etmesi, yeterli sıvı tüketmeleri gerektiği vurgulayan Şahin, insanların böbrek hastalığından nasıl korunması gerektiği konusunda önerilerde bulundu. Prof Dr. Şahin “ Günde 2 veya 3 litre su içmek yeterlidir ve fazlasını tüketmemek gerekmektedir. Çok fazla su içmenin insana faydası olmayacaktır. İnsanların bilmediği ilaçları ve bitkisel ürünleri kullanmamasını öneririz ve ilaçlar ancak hekiminin tavsiyesiyle kullanmalıdır. Özellikle insanların kullandığı gereksiz ağrı kesiciler böbreği bozmaktadır. Onun için gereksiz ağrı kesici kullanmamalarını, bir takım bağımlılık yapıcı maddeler, bir takım kimyasal maddelerden uzak durmalılarını ve haftada 3- 4 gün 30 veya 40 dakika düzenli egzersiz yapmalarını öneririz. Günlük tuz tüketiminin kısıtlı olması ve kilolarına dikkat etmeleri gerekmektedir.” Diyerek sözlerini noktaladı.