İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalından Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adil Başkıran “Meme kanserinde 3 ayrı muayene, tanı ve tarama yöntemi vardır. Kendi kendine meme muayenesi bu kanserin aşısı gibidir. Erken dönemde teşhis, hastalığı tamamen ortadan kaldırabilir ve ölümleri %30 oranında azalttığı tespit edilmiştir.” dedi.
Meme Kanserinin nedenlerine değinen Yrd. Doç. Dr. Başkıran, “Genetik yatkınlık, yaşlanma, 30 yaşından sonra ilk doğum yapmak, ilk adet yaşını erken görenler, ileri yaşta menopoza girme, doğum kontrol hapları kullanma, sigara içmek, menopoz sonrası kullanılan hormon
tedavileri, alkol kullanımı, menopoz sonrası yağ oranı yüksek besinlerle beslenmek meme kanserine neden olabilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Meme Kanserinin belirtilerini aktaran Dr. Başkıran, “Memede, ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesi ki bazen buna ağrı da eşlik edebilir. Memede çekintiler, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar, meme ucunun içe dönmesi ve kanlı akıntı meme kanserinin belirtisi olabilir.” şeklinde konuştu
Meme kanserinde erken teşhisinin önemine değinen Başkıran, “Erken teşhis, tedavinin başarıya ulaşması ve hayatta kalma şansının artırır. Kişi, meme kanserine yakalanmamış gibi hayatına devam edebilir.” dedi.
Sözlerine meme kanserinin görülme sıklığını söyleyerek devam eden Başkıran, “Dünya’da kadınlarda görülen ilk üç kanser türü; meme, kolon ve akciğerdir. Ülkemizde ise, sıralama meme, tiroit ve kolorektal kanseri şeklinde olmaktadır. Meme kanserinin dünyada ortalama insidansı yüz binde 38-40 iken, Avrupa’da bu oran yüz binde 66-67, ülkemizde ise ortalama yüz binde 40 civarındadır.” dedi.
Meme kanserinde uygulanan tedavi yöntemlerine de değinen Yrd. Doç. Dr. Adil Başkıran, “Tercih edilen cerrahi şekli meme dokusunun tamamen çıkarıldığı mastektomi ameliyatıdır. Ancak, erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılması da uygundur. Cerrahi sonrası gerekiyorsa tamamlayıcı olarak kemoterapi veya hormonoterapiler, tıbbi onkologlar tarafından yapılır. Bazı durumlarda radyoterapi de uygulanması gerekebilir. Tedavi kararı verirken tümörün büyüklüğü, koltuk altı lenf bezlerine yayılım olup olmaması, tümörün hormon bağımlılık durumu, Her2 (c-erb-B2) adı verilen kanser geninin varlığı gibi faktörler göz önüne alınır. Tümörün büyük olduğu durumlarda tedaviye önce kemoterapi ile başlanıp tümörün küçültülüp cerrahiye uygun hale getirilmesi gerekebilir.” şeklinde konuştu.
Meme kanserinde 3 ayrı muayene, tanı ve tarama yöntemi vardır, diye konuşan Başkıran, “Kendi kendine meme muyanesi bu kanserin aşısı gibidir erken dönemde teşhis hastalığı tamamen ortadan kaldırabilir ve ölümleri %30 oranında azalma sağladığı tespit edilmiştir.” dedi. Meme Kanserine kendi kendine nasıl yapılması gerektiğini aktararak devam eden “Yrd. Doç. Dr. Başkıran, “20 yaşından itibaren kadınlar ayda bir kez kendi kendini muayene etmelidir. Bu muayene adet sonrası duş alırken veya menopozdaki kadınlarda ayın bir gününde düzenli olarak yapılmalıdır. Kadın önce ayna karşısında her iki memesini inceler, daha sonra sağ eliyle sol, sol eliyle sağ memesini yukarıdan aşağı, daire çizdirerek ve dıştan meme başına doğru olmak üzere üç şekilde muayene eder. Memelerde görülen asimetri, renk değişikliği, meme başında ve deride çekilme, koltuk altında kitle gibi bulgularla hemen aile hekimi, genel cerrahi uzmanına muayeneye gitmelidir.” ifadelerini kullandı.
Son olarak meme kanserinden korunmak için tavsiyelerde bulunan Dr. Başkıran, “Genel sağlık durumunuzu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kilonuzu koruma, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz gibi faaliyetlerde bulunabilirsiniz.” diyerek sözlerini noktaladı.