AK Parti Malatya Milletvekili, TBMM İdare Amiri Ömer Faruk ÖZ, katıldığı yerel bir kanalda paralel yapı ve terörle mücadele konusunda değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Malatya Milletvekili, TBMM İdare Amiri Ömer Faruk ÖZ, katıldığı yerel bir kanalda paralel yapı ve terörle mücadele konusunda değerlendirmelerde bulundu.
“Terörün sona erdirilmesi konusunda cesur kararları önce rahmetli Özal almış” diyen ÖZ, “Özal’ın, uluslararası güçler tarafından istismar ediliyor. Ben bu istismar konusunu ortadan kaldırayım Türkiye kendi iç dinamikleriyle kavga etmesin, dışa doğru açılalım, büyüyelim” düşüncesinde olduğunu vurgulayarak, fakat ömrünün vefa etmediğini ifade etti.
ÖZ, konuşmasında, “Akabinde de Sayın Recep Tayyip Erdoğan geldi. O bölge halkını hizmetlerle buluşturma noktasında pozitif ayrımcılık yaptı. Halkla bütünleşik yöneticiler gönderme noktasında hassasiyetler oluştu. Demokratik, bireysel hak ve özgürlükler konusunda çok ciddi yasal düzenlemelere gidildi. Fakat sanki PKK savaştı bu hakları aldı gibi algı oluşturulmaya çalışıldı, bu doğru değil çünkü bizim programımızda zaten başından itibaren bu sorun çözülmesi hedef olarak vardı. Biz bu konuyu çözmek için geldik. Hak ve özgürlükler konusunda bu noktaya geleceğimizi 12 yıl önce kimse hayal bile edemezdi. Fakat hala PKK bölgede taban bulabiliyorsa burada bizim kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Bizim oradaki kardeşlerimizin analarının ak sütü gibi helal olan gecikmiş haklarını vermiş olmamızın mutluluğunu yaşamamız ve bunu anlatmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti devletinin herkesin devleti olduğu intibaını oluşturabilmeliydik. Birileri maalesef bölgede bu intibaın oluşmasını engelledi. Bu intibaın oluşmasını engelleyenlerin başında da kesinlikle paralel yapı gelmektedir” dedi.
Paralel yapının uluslararası güçler tarafından bir İngiliz anahtarı gibi kullanılmaya başlandığını savunan ÖZ, paralel yapı ve bölgede yaşanan gelişmeleri ilişkilendirerek şu açıklamalarda bulundu.
ÖZ, konuşmasında “paralel yapı PKK’ya taşeronluk yapacak kadar alçaldı. Çözüm sürecinin AK Parti döneminde neticelenmemesi için her türlü gayreti şu anda yapıyorlar. Paralel yapının provokasyonları tartışmasız var. Zamanla istihbari raporlar bu konuda ortaya çıkar. 2013’te PKK silah bırakacaktı ama Türkiye’de terörün devam etmesini isteyen dahili ve harici bedbahtlar gezi olaylarını patlattılar. Akabinde 17-25 Aralık operasyonları yapıldı. Bunlar PKK’nın silahı bırakmasını engellemek, geciktirmek için hep zemin oluşturma için fırsat olarak kullanıldı” dedi.
“Tek bayrak, tek millet, tek devlet”düşüncesinden taviz olmadığını hatırlatan ÖZ, “bu ülkenin parçalanmasını kimse aklından geçirmesin. Türk milleti ama bunun altında Kürdü, Lazı, Çerkez’i farklı kültürel, etnik yapılar var. Dolayısıyla bu Türk sözünden de kimsenin rahatsızlık duymaması gerekiyor. Kürt etnik yapısında olabilirsin ama neden Türk milleti demekten rahatsızlık duyuyorsun. Duymaması lazım, kusura bakmasınlar. Ben Kürdüm diyebilmeli ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım demekten de onur duymalıdırlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan onur duymuyorsa, durup düşünmek lazım. Süreç zarar görmesin diye belli noktalarda tolerans gösterilmiş olabilir. Ama şunu herkes bilsin ki kamu düzeni, kamu otoritesi kesinlikle istismar edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür. Gerektiğinde herkese karşı da müdahalesini, gereğini yapar” açıklamasında bulundu.
Paralel yapıya ilişkin olarak, “2015’te Ermeni diasporasını destekleyecek boyutta alçalıyorlar” iddiasında bulunan ÖZ, konuşmasının devamında ise; “yarın CHP de MHP de iktidara gelse bu yapıyla mücadeleyi, emin olun onlar da yapacaktır. Şantajla montajla AK partiden kurtulmak için şuan MHP, CHP ve Paralel yapı gizli bir ittifak yapmışlar bunu kimse inkâr etmiyor. Bazı MHP’li arkadaşlar şuan, biz size yıllarca bu yapının tehlikeli olduğunu söyledik ama siz bizi dinlemediniz diyor. Ama niye tavır koymuyorsunuz dediğimizde ‘siyaset’ diyorlar. Dolayısıyla bu mücadele, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir mücadelesidir. Bu mücadele de sonuna kadar devam edecektir. Yetkileri anayasa, yasadan alamayıp farklı yerlerden alarak bu ülkenin huzurunu, istikrarını bozmaya kalkanlar, gerekli cevabı alacaktır. O yapının hepsini tabi ki bir örgüt olarak görmek mümkün değil, aşağıda samimi olarak hizmet edenler tabi ki var. Ama ben Rabbimin, oradaki kardeşlerimize yukarıdakilerin nerelere hizmet ettiklerini görme feraseti vermesini diliyorum” açıklamasında bulundu.